MAKİNALARIN GÖLGESİNDEN ÇIKMAK

Bülent Cerit /Danista Capital Partners Risk Yönetimi Direktörü

Her sene başında olduğu gibi yine aynı değerlendirmeyi duyar olduk; “Bu sene çok zor geçecek.” Gerçekten zor bir yıl bizi mi bekliyor yoksa zorluklar yeni  fırsatları beraberinde mi getirir? Aslında ben ikinci düşünceye daha yakınım; elbette riskler dalgalanmalar yaratacaktır. Ama doğru olan her zaman olduğu gibi piyasadaki pozisyonunuzun ne olduğudur. Sebebine gelirsem;  borsa ilk kurulduğu zamanlarda, yatırımcı sadece alım yönündeki hareketleri gerçekleştirilebiliyordu. Bugün geldiğimiz noktada ise; portföyümüzü oluştururken vadeli işlem opsiyon borsasında hedge mekanizmasını kullanabiliyor olmamız ve de yabancı borsalarda pozisyon alıyor olabilmemiz, yatırımcılar için önemli bir argüman oldu. Tabi ki bu noktada piyasanın derinliğinin artması çok önemli olacaktır. Açığa satış uygulaması, deprem felaketi sonrası kaldırıldı ve hala uygulanmıyor. Kimine göre; piyasa işleyişini sağlayan önemli bir faktör olan ödünç piyasası da devrede değil. Piyasanın o dönem likidite sorunu yaşaması bir nebze bu konuyu anlamamızı sağlayabilir; fakat gelinen noktada tam anlamıyla tüm unsurları işleyen bir piyasaya dönmemiz gerekiyor. Bu kararın bir diğer sebebi de; algoritmik işlemlerin likidite sorunu yaşayan piyasada aktif olmasıydı. Yabancı yatırımcı için bütün kanalları çalışan bir piyasada işlem yapmak oldukça önemlidir. Borsada bazı hisselerdeki sert düşüşler, acaba bu piyasalar açık olsaydı daha mı kolay atlatılırdı? 

 

Borsa’da 2023 yılı

 

2023 yılına 5697 puandan başlayan endeks, en düşük 4311 seviyesini görüp, yıl içinde 8562 puana ulaşmasına rağmen, seneyi 7470 puandan kapattı. 2023 yılı şüphesiz deprem felaketi sebebiyle ülkemizin en zor yıllarından biriydi. 

6 Şubat depremi neticesinde alınan kararla; 7-15 Şubat tarihleri arasında Borsa kapatılmıştı. Borsa açılışından sonra destekleyici bir takım kararlar alındı. Emeklilik fonlarındaki hisse senedi oranının artırılması da bu yönde alınan doğru kararlardan biriydi. Haziran ayında yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimi gündemi ve beklentileri belirledi. Seçim sonrası, ekonomi yönetiminin değişmesi ve kulislerde seçim öncesi adı sıkça geçen Sayın Mehmet Şimşek’in göreve gelmesi piyasalarda oldukça olumlu karşılandı. Çünkü Sayın Mehmet Şimşek yerli ve yabancı yatırımcılar açısından kredibilitesi yüksek olan eski bir bürokrat. Merkez Bankası Başkanı olarak da; Sayın Hafize Gaye Erkan atandı. Ekonomi yönetimi, uygulanan politikayı değiştirerek sıkı para politikasına geçecegini ifade etti. Haziran 2023’teki ilk toplantısında faizi 8.5 seviyesinden 650 baz puan arttırarak, 15 seviyesine çekti. 2023 yılını, sonraki toplantılarda yapılan artışlarla %42.5 seviyesinden kapatmış olduk. Borsa’ya bu dönem öncesi ilgiyi artıran ana faktör, yüksek enflasyon ortamında düşük faiz politikası uygulandığı için, negatif reel faizin oluşmasıydı. Yatırımcılar, enflasyon karşısında getirilerini korumak ve artırmak için hisse senedi piyasasına yönelmişti. Uygulanan politika değişikliği, tekrar faizlerin yukarı gitmeye başlaması, yatırımcının faiz ile beraber alternatif yatırım ürünlerine yönelmesine sebep oldu. Geldiğimiz noktada global anlamda; enflasyonda düşüş ve neticesinde 2024 yılının; Merkez Bankaları’nın faiz indirimlerini görebileceğimiz bir yıl olmasını bekliyoruz. Ülkemizde de; Mayıs ayından sonra baz etkisiyle enflasyonda düşüş görebiliriz. Fed tarafında; özellikle geçen sene ilk çeyrek üzerine yoğunlaşan faiz indirim beklentileri; bunu desteklemeyen datalarla 2.çeyrek’e ötelendi. Vadeli tarafta bunun fiyatlandığını görmekteyiz. Merkez Bankamız da son toplantısında faizi 250 baz puan artırarak 45 seviyesine çekti. Bundan sonrası için de; enflasyon görünümü üzerindeki risklere göre parasal sıkılığı gözden geçireceğini ifade etti.

Kurumsal yabancı yatırımcının zamana ihtiyacı var

Borsamızın FK oranı 4.7 ve hala gelişmekte olan ülke borsalarına göre düşük çarpanla işlem görmeye devam ediyor. Bununla beraber ; 2 Haziran 2023’teki yabancı payı %27.43 seviyesini gördükten sonra 25 Aralık’ta %38.3 seviyesine ulaştı. Yabancı ilgisinin başladığını görüyoruz. 2008’de %72 ve 2019’da %65.66 seviyelerine kadar ulaşan yabancı paylarını gören Türkiye borsası için;  ekonomik istikrarın devamı, mevcut jeopolitik ve global risklerin etkilerinin minimumda devamı; yine ciddi potansiyeli barındıran borsamıza yabancı girişini mümkün kılacaktır. Türkiye’nin cds priminin 310 puan seviyesinde olduğunu görüyoruz.

 14 Temmuz 2022 ‘de 900 puan seviyesini aşmıştı.Dolar bazında 2023’te 3.12 usd seviyesini gördük şimdi 2.7 dolar seviyesindeyiz. Borsalar beklentileri her zaman önceden satın alır, dolayısıyla risk iştahının önümüzdeki dönem artma eğiliminde olduğunu beklediğimiz için senaryomuzu da bu yönde oluşturmak doğru olacaktır. Tabi ki global, ekonomik ve de jeopolitik riskler dalgalanmaları artırıp beklentileri değiştirebilir. Geri çekilmeler; dengeli portföyler oluşturup, alım tarafında stratejinizi oluşturmak için fırsat olacaktır. Trendlerin içinde olmak her zaman avantaj sağlayacaktır. Sene başından beri yabancı ilgisinin perakende, telekomünikasyon, holding ve bankacılık başta olmak üzere pozitif ilerlediğini görmekteyiz. O zaman beklentileri satın alma zamanı gelmedi mi? Sürekli şikayet ettiğimiz yabancı kurumların algoritmik emirleri dışında, yabancı kurumsal yatırımcı için gerekli şartlar oluşmaya başlıyor mu acaba? Rüzgar arkamızdan esmeye başladığında gerekli hazırlıkları çoktan tamamlamış olmamız gerek. Aksi takdirde borsamız önemli bir fırsatı kaçırmış olur.